Sözlü anlatım
KONUŞMA
Düşünce ve duyguların, başkalarına sözlü olarak bildirilmesine konuşma yada sözlü anlatım denir.
Konuşma, insanın çevresiyle doğrudan iletişim kurmasının en etkili
yoludur. Konuşma için sesli düşünme de denir. Buna göre insanlar,
düşüncelerini başkalarına seslerle iletirler. Ancak bunu yaparken de
sözlerini etkili kılmak için, jest, mimik, tonlama, vurgulama… gibi
konuşmayı tamamlayıcı öğelere başvururlar.
Konuşma olgusu; dil, düşünce, duygu, ses ve konuşma organları gibi
öğelerle doğrudan ilgilidir. Bunlardan birinin eksikliği yada
yetersizliği, çeşitli konuşma kusurlarına yol açar.
KONUŞMA İLKELERİ
İyi konuşma, güzel konuşma; her şeyden önce iyi ve sağlıklı düşünmeyle
ilgilidir. İyi ve sağlıklı düşünmeyse, kişinin yeteneği yanında,
doğuştan itibaren edindiği bilgi, beceri birikimine ve gördüğü eğitime
bağlıdır.
Ancak her konuda olduğu gibi konuşmada da yetenek, tek başına
belirleyici etken değildir. Yetenek ancak bilgi ve deneyimle birleşirse
bir anlam taşır.Ayrıca burada ele alacağımız konuşma türlerinin çoğu
için özel bir yeteneğe gerek yoktur. Bunlar, belli bir eğitimle
herkesin başarabileceği türden konuşmalardır.
İyi bir konuşmacının başlıca ilkeleri şunlardır :
· Yapıcılık : Toplumun değer yargılarına, inançlarına, gelenek ve
göreneklerine ters düşen, onları yok sayan söz ve davranışlardan
kaçınılmalıdır.
· İnandırıcılık : Konuşmacı ; sözleriyle, davranışlarıyla,
yargılarıyla, konuya hakimiyetiyle dinleyicide güven duygusu
yaratmalıdır.
· Amaca dayanma : Konuşmacı, niçin konuştuğunu bilmeli ve dinleyici üzerinde bu amaca yönelik bir etki bırakabilmelidir.
· İlginçlik : Konuşma konusu, gerek konuşmacı, gerekse dinleyici
yönlerinden ilgi çekici olmalıdır. İyi bir konuşmacı, pek ilginç
olmayan, hatta sıkıcı sayılan bir konuda dahi ilgi yaratmayı bilmelidir.
· Bilgi sağlamlığı : İyi bir konuşma, sağlam bilgi ve belgelere dayanmalıdır.
· Ön çalışma :Konuşmanın hazırlanmasında; konu, dinleyici, konuşma süresi göz önünde bulundurulmalıdır.
· Yöntem : İyi bir konuşmada yöntem önceden belirlenmelidir ; “birlikte
düşünme ve tartışma”, “öğretme”, “duygulandırma” yöntemlerinden
hangilerinin seçileceği bilinmelidir.
· Konuşmayı destekleyen öğeler : Konuşma, söz yanında bir takım el, yüz
hareketleri ( jest, mimik ) ve iyi bir tonlama ile desteklenmelidir.
· Dil ve üslup : İyi bir konuşma elbette ki iyi bir dil ve üslup
becerisi gerektirir. Kelimelerin seçimine, cümledeki yerlerine, kültür
dilindeki biçimleriyle kullanılmalarına özen gösterilmelidir.
KONUŞMA TÜRLERİ
GÜNLÜK KONUŞMALAR
Günlük konuşmalar; insanların günlük yaşamda çok sık olarak yaptıkları
hazırlıksız, anlık, doğal konuşmalardır. Konuşmalar gelişigüzel de
denilen bu türlerin, elbette kendine özgü kuralları vardır. Bunların
başında da içtenlik, incelik, saygı ve hoşgörü gelir. Ayrıca günlük
konuşmaların pek çoğunda, ortak bir kültür dilinin herkesçe kullanılan
söz kalıpları bulunur.
Selamlaşma
Selam, bir yerde buluşan,bir yolda karşılaşan kişilerin birbirlerine
karşı duydukları sevgi ve saygının sözle ve davranışla anlatımıdır;
uygar insan olmanın gereğidir. “Merhaba, günaydın, iyi günler, hoşça
kal, Allahaısmarladık, güle güle, yolun açık olsun…” gibi sözler;
dilimizde, yerine, zamanına hatta kişisine göre sırası geldiğinde
kullanılması gereken hazır söz kalıplarıdır.
Güzel dilimizde ve kültürümüzde yeri olmayan “Hadi çav”, “hadi by by ( bay bay )…” gibi sözlerden kaçınılmalıdır.
Hatır sorma
Karşılaşan insanlar, birbirlerine hal hatır sorarlar. Hal hatır
sormada, durumun gerektirdiği biçimde “nasılsınız?, iyi misiniz?…”
sözleri; bunlara karşılık olarak da “teşekkür ederim, iyiyim, siz
nasılsınız, sizi sormalı…” sözleri en sık kullanılan kalıplardır.
Tanışma ve Tanıştırma
İlk kez karşılaşan insanların birbirlerine adlarını, soyadlarını,
gerekliyse mesleklerini söylemeleri görgü ve uygarlık gereğidir. Buna
“tanışma” denir. Tanışma sırasında karşılıklı olarak “Memnun oldum, ben
de” gibi sözler söylenmelidir.
Birbirlerini tanımayan insanlar, üçüncü kişilerle karşılıklı tanıtılıyorsa buna da “tanıştırma” denir.
UYARI : Tanıştırma sırasında “sizi arkadaşıma tanıtayım” demek
yanlıştır. Doğrusu, “sizi arkadaşımla tanıştırayım”dır. Ayrıca tanışma
sırasında “bendeniz, kulunuz, köleniz…” gibi abartılı ve küçültücü
sözlerden kaçınılmalıdır.
Soru sorma-Cevap verme
Ulaşımın çok geliştiği günümüzde, her an kendimizi yabancı bir çevrede,
yabancı insanlarla karşı karşıya bulabilir, onlara soru sormak yada
onların sorularına cevap vermek durumuyla karşılaşabiliriz. Böyle
durumlarda sorular yada cevaplar açık ve kısa olmalıdır.
Konuşma sırasında, duruma göre, “affedersiniz”, “bakar mısınız?”,
yetişkinler için “hanımefendi”, gençler ve çocuklar için “kardeşim”,
“yavrum…?” gibi hitaplar kullanılmalı; “hey!, hişt!, baksana!…” gibi
ünlemler, “birader, dayı, babalık…” gibi sözler kullanılmamalıdır.
Tanımadığımız ve yaşını kestiremediğimiz kişilere “amca, teyze…” gibi
sözlerle hitap etmek de yanlıştır.
Kutlama
Kutlama; insanların kazandıkları bir başarı, yükseldikleri makam yada
eriştikleri bir mutluluktan dolayı, onların sevinçlerini paylaşmak
amacıyla söylenen sözlerdir.
Yüzyüze kutlamalarda, önce kutlamaya konu olan olay belirtilir.Sonra
kişinin konumun ve onunla olan ilişkinin özelliğine göre, sevincimizi
bildiren sözler ve mutluluğun artması dileğiyle bitirilir.
Baş sağlığı (Taziye)
İnsanlar, bir yakınlarını kaybettiklerinde, acılarını paylaşacak,
kendilerini teselli edecek dostlar ararlar. Dilimizdeki “dost kara
günde belli olur” sözü, bu gerçeğin en özlü anlatımıdır.
Başsağlığı ziyaretleri, yakınlık derecesiyle uyumlu olmalıdır. Böyle
günler, üzüntülerin yoğun biçimde yaşandığı anlardır. Konuşmalar;
insanları yatıştıracak, teselli edecek nitelikte, kısa, içten ve
abartısız olmalıdır.
Duruma göre, başınız sağolsun, Allah sabır versin, Allah taksiratını
affetsin, Allah rahmet eylesin, nur ( huzur ) içinde yatsın, Allah
başka acı göstermesin… gibi söz kalıpları yanında, içten duyguları dile
getirecek sözler de kullanılabilir. Ayrıca, Anadolu bölge ağızlarında
kullanılan ve insanların bu acılarını unutturacak başka büyük acılar
görmemeleri dileğini güçlü biçimde anlatan “Allah bu acınızı
unutturmasın” gibi sözler de duygularımızı dile getirmede etkili
olabilir.
Özür Dileme
İnsanlar bazen yanlış söz ve davranışlarıyla arkadaşlarını, dostlarını
elde olmayan nedenlerle kırabilirler. Bazen bu kırgınlıklar,
dostlukları kopma noktasına getirebilir. Bunu önlemek için, yapılan
yanlışın söz yada davranışla giderilmesi gerekir. Buna özür dileme
denir.
Özür dilenirken, önce konu belirtilmeli, ardından, yapılan yanlışlığın,
varsa bağışlanabilir sebebi açıklanmalıdır. Hiçbir sebep yokken böyle
bir surum doğmuşsa, yapay nedenlere sığınmadan hata itiraf edilmeli,
asla yalana başvurulmamalıdır. Özür dileyen kişi, karşısındaki insanın
sitem ve kızgınlığını anlayışla karşılamalı, gerekirse alttan
almalıdır. Yoksa, “özrü kabahatinden büyük” sözüne hak verdirecek yeni
yanlışlıklara düşebilir.
Telefonla Konuşma
Gelişen iletişim teknolojisi, telefonu günümüz insanının vazgeçilmez
aracı durumuna getirmiştir. Gün geçmiyor ki, evimizde, işyerimizde… en
az birkaç kez telefon konuşması yapmış olmayalım.
Elbette ki telefonla konuşmanın da yöntem ve kuralları vardır. Şimdi bunları sıralayalım :
· Telefonun yanında sürekli bir kalem, not defteri ve rehber bulunmalıdır.
· Uzun ve ayrıntılı konuşmalar için önceden hazırlık yapmalı,
iletilecek istekler ve görüşler, sorulacak sorular,
karşılaşabileceğimiz sorulara vereceğimiz cevaplar açık seçik
belirlenmelidir.
· Telefon açılınca ilk söz olarak karşı numara sorulmalı, aradığımız numaranın doğruluğu anlaşılınca, kendimizi tanıtmalıyız.
· Daha sonra aradığımız kişi sorulmalı ve kendisiyle konuşmaya başlamamız sağlanmalıdır.
· Karşılıklı konuşma kısa, özlü olmalı, gereksiz ayrıntılara girilmemelidir.
· Telefon konuşmasını, arayan kişinin bitirmesi ve telefonu yine arayan
kişinin kapatması bir incelik gereğidir. Aranan kişinin telefonu önce
kapatması kaba bir davranıştır. Kapatmadan önce ayrılış selamı verilir,
iyi dilekler iletilir.
KİTLE KONUŞMALARI
Bir konuda toplumu aydınlatmak, bu alanda kamuoyu oluşturmak amacıyla
yapılan konuşmalardır. Kitle konuşmaları, tek kişi tarafından belli bir
topluluğa yönelik olabileceği gibi, birden çok kişinin katılımıyla
gerçekleşen toplu görüşmeler yada tartışmalar biçiminde de olabilir.
Konferans
Bilim ve sanat konularında, yazar, bilim adamı, sanatçı ve
düşünürlerin, bir konu hakkında derin bilgisi, görüşleri olan
kimselerin, özel toplantılarda dinleyicilerine karşı düşüncelerini,
bilgilerini açıklamak, öğretmek amacıyla yaptıkları konuşmalardır.
Bilimsel bir düşünceyi, akademik bir konuyu, orijinal bir görüşü anlatmak, bir tezi savunmak konferansın en belirgin amacıdır.
Konferanslar; genellikle bir topluluğa, bir kitleye, bilim, teknik,
düşünce ve sanat öğeleriyle ilgili konuları açıklar. Her türden
kompozisyonda olduğu gibi, konferansta konunun ilgi çekici olması,
birlik, açıklık, ses, güzel Türkçe, dinleyenlerin sabır dereceleri,
dikkat edilecek temel kurallardır.
Açık Oturum
Toplumu yakından ilgilendiren güncel bir konunun değişik görüşlerdeki
uzman kişiler tarafından seçkin bir izleyici önünde tartışılmasıdır.
Açık oturumda, değişik görüşlerin eşit oranda temsil edilmesi temel
ilkedir, tartışmayı bir başkan yönetir. Başkan konuyu belirler,
konuşmacıları tanıtır, sonra konuşmacılara sırasıyla söz verir.
Konuşmacılar birbirlerini dikkatle dinler, gerekirse not alırlar.
Başkan genellikle yapılan konuşmaları oturumun sonunda toparlayıp
özetler.
Panel
Bir başkanın yönetiminde, küçük bir tartışmacı grubun izleyiciler
önünde belli bir konuya ilişkin görüş ve düşüncelerini belirttikleri
grup tartışmasıdır. Açık oturumdan farklı olarak, konuşmacıların
görüşlerini bildirmelerinden sonra, izleyiciler soru olarak tartışmaya
katılabilir, kendi görüşlerini açıklayabilirler. Sonunda başkan
konuşmaları toparlayarak görüşleri özetler.
Sempozyum
Bir dinleyici topluluğu karşısında özellikle bilim, sanat ve fikir
ağırlıklı konularda değişik konuşmacıların önceden hazırlanmış bir dizi
konuşma yapmalarıdır. Her konuşma 5-20 dakika ile sınırlıdır.
Sempozyumda ele alınan ortak konu çeşitli yönlerden incelenir, değişik
görüşler ve yorumlar dile getirilir.
Sempozyumda da bir başkan bulunur. Konuyu bölümlere ayırır. Her bölüm
için değişik mesleklerden belli sayıda konuşmacı bulunur. Başkan
sempozyumu açarken konuyu belirler, gerekli açıklamaları yapar.
Konuşmacıları tanıtır. Konuşmaların sonunda görüşleri kısaca özetler.
Sempozyumda yapılan değişik konuşmalar, konuyu bütünleyici
niteliktedir. Burada tartışmadan çok sohbet havası vardır.
Konuşmalardan sonra dinleyiciler soru sorabilirler.
Forum
Panel gibi bir toplu tartışma türüdür. Belli bir konuda ortaklığı
bulunan bir grubun, ortak sorunlarının çözümlenmesinde görüş birliğine
varmak üzere düzenlenen toplu tartışmaya forum denir. Genellikle grup
başkanı denilen bir kişi tarafından yönetilen forumda, topluluğun her
üyesinin konuşmada ve görüşlerini bildirmede eşit hakkı vardır. Forum
sonunda, tartışma konusu olan sorunun çözümünde tutulacak ortak yolun
belirlenmesi amaçlanır. Burada başkanın hem konuşmacıları hem de
dinleyicileri yönetmesi daha güçtür. Bu bakımdan forum başkanının
yönetmede ve konuşmada yetenekli ve birleştirici olması gerekir.