Cümlede Anlam Farklılıkları:
1- Kınama anlamı: Kınama, yapılan işi değer yargıları açısından değerlendirip doğru bulmayarak ayıplamaktır.
* Nasıl olur da küçücük bir çocuğun parasını alırsın.
* Böyle nur yüzlü bir ihtiyara bakılmaz mı hiç.
2- Alay anlamı: Bir kişinin veya bir durumun yetersiz, kusurlu, gülünç yönlerini küçümseyerek eleştirmek, alay etmek demektir.
* O kadar zeki ki liseyi altı yılda bitirdi.
* Dili çok iyi kullanır, ne de olsa sakatatçı çocuğu!
* Ne anlarsın ya resimden!
3- Yergi anlamı: Eksiklerin,sakıncalı durumların küçümsenmesi, eleştirilmesi yergidir.
* Böyle ders çalışırsanız tabii başaramazsınız.
* Baba kendi yapmadığını çocuğundan nasıl ister ki!
* Borcunu ödemez, sözünü tutmaz, nasıl biri bu!
4- Küçümseme anlamı: Değer vermemek, önemsememek, küçük görmektir.
* Bu soruyu ilkokul öğrencileri bile çözer.
* Üç yıl bekledin de bu arabayı mı aldın!
* Adam olacak da ailesine bakacak!…
5- Beğenme anlamı: Yapılan bir işin, oluşan bir durumun veya kişinin değerli bulunması, değerlere uygun bulunması beğenmedir.
* Yediğim yemek nefisti.
* Verilen işi mükemmel yapardı.
* Ne giydiyse kendine yakıştırır.
6- Azımsama anlamı: Bir şeyin umulandan az bulunması, yetersiz görülmesi, azımsamadır.
* Üç kez koşmakla koşucu olunmaz.
* Haftada bir saat sporla zayıflayamazsınız.
* Bu paraya asla çalışmam.
7- Yetersizlik, gücü yetmeme, başarısızlık anlamı:
* Birkaç soru daha çözebilseydi, sınavı kazanırdı.
* Yağmur yağınca sel baskınlarını önleyemiyor belediye.
* Konu oldukça iyi ama anlatım hiç de başarılı değil.
8- Övgü, övünme anlamı: Kişinin, durumun, nesnenin, kavramın, üstün
yönlerini de alıp değerlerini arttırmak, övmektir. Bunu kişi kendisi
veya topluluğu için yaparsa övünme olur.
Övme: * Onu bir de bilgisayarın başında gör!
* O boy, o gözler, o burun… sanki taşbebek.
* Böyle uyumlu bir aile görmemişsinizdir.
Övünme: * Biz adamı böyle mat ederiz.
* Ben olmasaydım siz zor çıkardınız buradan.
* Ben sizin yaşınızdayken…
9- Yakınma anlamı: Bir kişinin sözündeki, davranışındaki veya
çevresindeki yanlışlıklardan, eksiklerden duyulan rahatsızlığı,
kırgınlığı üçüncü bir kişiye yakınarak anlatmak, şikayette bulunmak bir
yakınmadır.
* Bir de aldığı borçlarını ödeyebilse.
* Yememiş, içmemiş, söylediklerimi öğretmene yetiştirmiş.
* Benden habersiz akşam yemeğine konuk çağırmış.
10- Sitem anlamı: Bir kişiyle ilgili alınganlık, üzüntü, kızgınlık gibi
duyguların biraz da iğneleyici bir dille ortaya konulması sitemdir.
* Parti vermişsiniz de en yakın komşunuzu, bizi, çağırmamışsınız.
* Senin bu sözleri söyleyeceğini hiç sanmazdım.
* Aşkolsun bana da mı böyle davranıyorsun!
11- Uyarma: Bir kişiye yanlış bir iş yapmamasını, yanlış bir davranışta bulunmamasını söylemek, uyarmaktır.
* Biraz daha sessiz olabilir misiniz?
* Derslerinizi günü gününe yapmalısınız.
* Bütün seçenekleri okumadan yanıtınızı işaretlemeyin.
12- Şaşma anlamı: Beklenmedik bir durumla karşılaşıldığında duygu ve düşüncelerin ortaya konması şaşırmadır.
* Nasıl kesebildin bunca odunu!
* Aa! Siz de mi bu sitede oturuyorsunuz!
* Köşeyi dönünce köpekle karşılaşmayayım mı!
13- Tehdit, korkutma anlamı: Birini kaygılandırmak, korkutmak, göz dağı vermek, tehdit etmektir.
* Bir daha seni bu evde görmeyeceğim!
* Hele bir geç kal da!…
* Bunu ne duymuş olayım ne de görmüş!
14- İkilem (tereddüt) anlamı: Kararsızlığın ortaya konulması ikilemdir.
* Biz de sizinle gelsek mi ki!…
* Acaba biz de alsak mı ki bu arabalardan?
* Yarın sinemaya gideyim mi, gitmeyeyim mi!
15- Varsayım anlamı: Bir şeyin kanıtlanmadan geçici olarak benimsenmesi önerisi, tahminde bulunma, öyle kabul etme varsayımdır.
* Diyelim ki enflasyon % 10′a düştü.
* Tut ki ülkedeki işsizlik sona erdi.
* Bizim görmediğimizi say.
16- Yanılgı anlamı: Düşünülen, varsayılan bir durumun gerçekleşmemesi, yanılmayı ortaya çıkarır.
* Seni çok çalışkan biri sanırdım.
* Körfez savaşında kazançlı çıkacağımızı sanmıştık.
* Avrupa her şeyi kolaylıkla kabul edeceğimizi düşünmüş.
17- Aşamalı gelişme: Zaman içinde durumun değişip azalması veya artması aşamalı bir gelişmeyi anlatır.
* Son yıllarda çok daha güzel yaşıyordu.
* Her yıl biraz daha güzelleşiyorsunuz.
* Damlaya damlaya göl olur.
18- Acıma anlamı: Bir kişinin ya da canlının içine düştüğü olumsuz durumdan üzüntü duymak, acımaktır.
* Depremden kurtulanların hali yürekler acısıydı.
* Tanrı kimseyi bu durumlara düşürmesin.
* Zavallı her gün eriyip gidiyordu.
19- Koşul (şart) anlamı: Bir olgunun gerçekleşmesi için bir başka etmenin gerekmesi, koşuldur.
* Derslerinize çalışırsanız kazanırsınız.
* Ekonomik sorunlarımızı çözelim de kalkınmış olalım.
* Düşünen kişiler çoğalırsa demokrasi gelişir.
20- Sebep (neden) anlamı: Bir durum diğer bir durumun oluşmasına yol açıyorsa buna yeni durumun sebebi denir.
* Parası yetmediği için uçakla gelememiş.
* Sözlerinizi dinlemediğinden hata yapıyor.
* Mutluluktan uçacaktı.
21- Amaç anlamı: Bir eylemi hedeflenen bir başka eylem için yapmak amaç gütmektir.
* Yeni bir elbise almak için çok çalışıyor.
* Gelecek kuşaklara güzel bir dünya bırakmak için çalışalım.
* Sınavı kazanayım diye gece gündüz çalışıyor.